Saygıdeğer şirket sahipleri, işletme sahipleri, kısaca tüm marka sahibi müvekkiller. Şunu unutmayın; Türk Patent Enstitüsünce tescillenmemiş markanız yasal olarak sizin değildir. Yani siz markanızı tanıtmaya uğraşırken başka birileri sizden önce davranıp, sizin olan markayı sizden önce tescil ettirebilir ve sizin bu konuda çok da yapabileceğiniz bir şey kalmamaktadır. Markanın size ait olduğunu yasal yollardan ispat edene kadar da para, zaman kaybına uğrayacağınız gibi bir sürü de manevi sıkıntı yaşayacaksınız. Ayrıca şunu da önemle belirtmek isteriz ki sadece marka tescil ettirmekle kurtulamazsınız ayrıca ticaret unvanınızı da tescil ettirmeniz gerekir.

Bazı hallerde, önceden hareket ederek markayı tescil ettiren taraf, yasal yollara müracaat ederek karşı tarafın Ticaret Unvanını değiştirebilmektedir. Marka yasal mirasçılara bırakıla bilmekte, satılabilmekte, devredilebilir yani kısaca markanın kendisi de ticaret konu olabilmektedir. Bu nedenle markanızın kıymetini bilin.

İşletme sahiplerinin yaptığı en büyük yanlışlık veya bilgiden, eksikliğinden kaynaklanan umursamazlık, önce markayı ürünlerin ve hizmetlerin üzerinde kullanmaya başlayıp sonra tescil ettirmeye çalışmaktır. Fakat bu uygulama son derece yanlış ve tehlikeli bir tutumdur. Örneğin “Siz yeni bir ürün geliştirdiniz ve bu ürüne de gerçekten çok çarpıcı ve hoş bir marka buldunuz ve bu markayı ürünlerinizin üzerinde ve hizmetlerinizin tanıtımında kullanmaya başladınız. Ve gerçekten de umduğunuz gibi oldu ve ürününüz piyasada çok tutuldu. Ve gerçekten çok iyi satış rakamlarına ulaştınız ama markanızın tescilini sonraya bıraktınız. Daha sonra markanızı tescil ettirmek için Türk Patent Enstitüsüne gittiniz. Markanızı tescil ettirmek istiyorsunuz ama o da ne!! sizin markanız için tescil başvurusu yapılmış ya da sizin markanız kısa bir süre önce tescil ettirilmiş. İşte bütün emekleriniz boşa gitti.

Burada yapmanız gereken en önemli şey, satışa sunacağınız ürün veya hizmeti satışa sunmadan önce markanızı tescil ettirmek için başvuruda bulunmak. Çünkü Türk Patent Enstitüsüne marka tescili için başvuruda bulunarak markanızı korumaya aldırmış, bir başkasının sizin markanızı tescil ettirmesinin önüne geçmiş bulunuyorsunuz.

Ülkemiz sınırları içinde faaliyette bulunan tüm işletmeler (hizmet sektörü, ticaret sektörü) bir marka kullanmaktadırlar. Ve markaları sayesinde tanınmaktadırlar. Firma ve işletmelerin en büyük yanılgıları da burada başlamaktadır. Önce markayı tanıtıp sonra tescil ettirmek düşüncesi, marka sahiplerini çok büyük zararlara sokabilmektedir.

556 Sayılı KHK ile markalar tescil edildikleri andan itibaren sahibinin mülkiyetinde olacağı, bu marka ile ilgili olarak marka sahibi hariç kimsenin tasarrufta bulanamayacağını kesin bir dille belirtir. Yani sizin sahibi olduğunuz marka sadece Türk Patent Enstitüsünce tescil edilebilir ve koruma altına alınabilir. Bu kurum haricindeki hiçbir kurum ve kuruluşun marka tescil yetkisi yoktur. Örneğin işletmenizi kurdunuz ve Ticaret Odasına kaydını yaptırdınız. Dolayısıyla markayı kayıt ettirmiş oldunuz. Ticaret Odasına yaptığınız kayıt sadece sizin işletmenizi ilgilendirir, markanızı değil. Veya Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kaydınızı ve dolayısıyla markanızı kayıt ettirdiniz, bu yaptırdığınız kayıtta hiçbir şekilde markanızı korumaz ve tescil yerine geçmez. Yani her halükarda markanızın mutlaka tescil edilmiş olması şarttır.